Ventriküler Septal Defekt

Ventriküler Septal Defekt

Ventriküler septal defekt (VSD), kalbin karıncıklarını (sol ve sağ ventriküller) ayıran duvardaki bir deliktir. Delik, kanın kalbin sol tarafından sağ tarafına doğru duvarı (septum) geçmesi için bir açıklık sağlar. Bu meydana geldiğinde, sol ventriküldeki, akciğerlerdeki oksijeni toplayarak kalbe henüz geri dönen kanın bir kısmı, sağ ventriküle ve hemen akciğerlere geri döner.

Bu delikler, kalbin karıncıkları arasındaki duvarın çeşitli yerlerinde bulunabilir. Kanın karıncıklara giriş bölgesinde (inlet), septumun kalın bölümünde (kaslı, muskuler), duvarın daha ince fibröz bölgesinde (perimembranöz), kalbi terk eden ana damara doğru kanın girmesine izin veren kapağın yakınında (outlet) veya kanın akciğerlere çıkmasını sağlayan kapağa doğru yüksek (suprakristal) bölümünde oluşabilir.

Delikten akciğerlere giden kan akışındaki artış, akciğerlerde konjesyona neden olabilir. Akciğerlerin konjesyonu, oksijeni havadan kana ve karbondioksiti kandan havaya aktarma işini engeller. Akciğerlerden sol kalp odalarına dönen fazla kan, sol kalp boşluklarının büyümelerine neden olabilir. Kalp aşırı yüklendiğinde ve akciğerlerdeki konjesyon, Konjestif Kalp Yetersizliği (KKY) adı verilen klinik tabloyu ortaya çıkarır.

Kalp ve akciğerlerin daha fazla çalışması gerektiğinden, ventriküler septal defekti olan bir bebek, özellikle beslenme esnasında (bir bebeğin yaptığı en fazla egzersiz) solunum sıkıntısı ortaya çıkacaktır. Bu, yetersiz beslenmeye ve sonunda zayıf kilo alımına ve büyüme geriliğine yol açabilir.

Tüm doğan bebeklerin %1′ inde doğuştan kalp hastalığı görülür. Ventriküler septal defekt (VSD) en sık görülen doğuştan kalp hastalığıdır. Prematüre bebeklerde çok daha yüksek insidansı vardır; tam zamanında doğan bebeklerden 10 kat daha fazladır.

Klinik Bulguları:

Ventriküler septal defekt küçükse, akciğerlere kan akışı miktarı önemli ölçüde artmayacak ve hasta fark edilir şekilde etkilenmeyecektir. Daha büyükse ve normalden çok daha fazla kanın akciğerlere akmasına izin veriyorsa, aşağıdaki sorunlar ortaya çıkabilir:

  • Kalp yetersizliği – çünkü kanın verimsiz dolaşımıyla başa çıkmak için daha çok çalışması gerekiyor.
  • Akciğer konjesyonu – solunum güçlüğüne yol açar.
  • Yetersiz kilo alımı – iyi beslenmek için gereken çabayı gösterememe
  • Oksijen satürasyonunda düşme – pulmoner vaskuler hastalık meydana gelirse kanın akciğerlerden kana geçişi zorlaşır. Bu durumda, defekt boyunca soldan sağa akış tersine dönerek desatüre kanın doğrudan vücuda gitmesine neden olabilir (buna Eisenmenger Sendromu denir).

Klinik Seyri:

Bazı ventriküler septal defektler tedavi olmaksızın kendiliğinden kapanabilir, ancak defekt ne kadar büyükse, kapanma o kadar az olasıdır. Ventriküler septal defektin yeri de kendi kendine kapanıp kapanmayacağını etkiler, septumun daha kalın kas kısmındaki defektlerin zamanla kapanma olasılığı en yüksektir.

Orta veya geniş ventriküler septal defekt tedavi edilmezse, sonuçta akciğer damarlarında geri dönüşü olmayan hasar olabilir. Hatta kan akışının tersine dönmesine neden olabilir, böylece oksijeni az (mavi) kan doğrudan vücuda gider (Eisenmenger Sendromu). Eisenmenger Sendromlu hastalarda felç ve beyin enfeksiyonları olma olasılığı daha yüksektir. Hasar ilerlerse, tipik olarak yaşamın dördüncü veya beşinci on yılında ölümle sonuçlanabilir.

Tedavisi:

Bazı ventriküler septal defektler, özellikle kaslı ve perimembranöz defektler zamanla kendiliğinden kapanabilir. Kardiyologlar bunun kendi başına olup olmadığını görmek için bekleyebilirler. Bununla birlikte, deliklerden çok fazla kan geçerse veya aort kapağında yetersizlik artarsa ​​cerrahi onarım genellikle gereklidir. Bazı ventriküler septal defektler, özel cihazlar kullanılarak kateterizasyon laboratuvarında başarılı bir şekilde kapatılabilir ve böylece açık kalp ameliyatı yapılmamış olur.

İlaçlar

Ventriküler septal defekt kendiliğinden kapanmazsa, kardiyolog anti-konjestif kalp yetersizliği ilaçları önerebilir. Bunlar ilaçlar:

Diüretikler: En sık reçete edilen diüretik furosemid (Lasix)’ dir. Diüretikler çocuğun daha fazla idrara çıkmasına neden olarak daha az bir kan hacmine ve dolayısıyla kalbin pompalanması için daha az bir yük sağlar.

Yaygın olarak kullanılan diğer bir diüretik, Spiranolakton‘ dur (Aldactone). Zayıf bir diüretik etkiye sahiptir ve esas olarak böbreklerin potasyumu tutmasına yardımcı olduğu için kullanılır. Diğer diüretikler potasyumu aşırı derecede kaybettirme eğilimindedir.

İnotroplar: Bu ilaçlar (Digoksin vs.) kalbin daha verimli (daha az enerji kullanırken daha güçlü) pompalamasına yardımcı olur.

Ardyükü azaltıcı ajanlar: Bu ilaçlar (Kaptopril vs.) bazen ventriküler septal defektlerin tedavisinde kullanılmaktadır. Bununla birlikte, kullanıldıklarında kanın vücuda ve belki de akciğerlere daha az akışına yardımcı olurlar. Bu, ventriküler septal defektten daha az kan geçmesine ve konjestif kalp yetersizliğinde azalmaya yol açar.

Defektin Cerrahi Olarak Kapatılması

Ventriküler septal defekt çok büyükse, ilaçlar kalp yetersizlinde iyileşmeye yardımcı olmuyorsa, kapakçıkların işlevi etkileniyorsa veya çocuğun yaşı ventriküler septal defektin kendiliğinden kapanabileceği bir yaştan büyükse, defektin kapatılması için açık kalp cerrahisi önerilebilir. Ameliyat sırasında cerrah kalbi açar ve bir yama veya dikiş kullanarak defekti kapatır. Ameliyat olan çocuk hastanede üç ila beş gün kalabilir.

Bazen, ventriküler septal defekt büyük değilse, ancak yakındaki aort kapağına zarar veriyorsa ameliyat önerilebilir. Bu kapak, kalbin sol ventrikülünden kanı kalpten vücudun geri kalanına taşıyan damara (aorta) bir yönde akan kanın tutulmasından sorumludur.